5 Eylül 2013 Perşembe

İstiklal Caddesi/Tünel/Tramway

İSTİKLAL CADDESİ/TÜNEL/TRAMWAY
Şehir içi toplu taşımanın en önemli unsurları arasında yer alan tramvaylar, 1852'de Amerika'da (Brodway), 1855'de Fransa'da (Paris) ve giderek diğer Avrupa şehirlerinde de kullanılmaya başlandı.
İstanbul’da tramvay inşaatı Kostantin Karapano Efendi'ye verilen imtiyaz neticesinde gerçekleşti ve ilk hat 31 Temmuz 1871 tarihinde Azapkapı-Beşiktaş arasında, Tophane’de yapılan törenle hizmete açıldı. 30 Ağustos 1869 tarihli "Dersaadet’de Tramvay ve Tesis İnşaası’na Dair Sözleşme” ile İstanbul caddelerinde yolcu ve eşya taşımacılığı için demiryolu yapılarak hayvanların çektiği araba işletmeciliği, 40 yıl süreyle Karapano Efendi’nin kurduğu "İstanbul Tramvay Şirketi’ ne verildi. İlerleyen yıllarda faaliyet alanı genişleyen şirket, 1881’den itibaren ‘Dersaadet Tramvay Şirketi’ olarak anılmaya başlandı.   
İlk atlı tramvaylardan Azapkapı-Beşiktaş arasında kurulurken bu hat daha sonra Ortaköy’e uzatıldı. Ardından Eminönü-Aksaray, Aksaray-Yedikule ve Aksaray-Topkapı hatları açılarak ilk işletme yılında 430 at kullanılarak 4,5 milyon yolcu karşılığında 53 bin lira gelir elde edildi. Daha sonraları Voyvoda’dan Kabristan Sokağı –Tepebaşı-Taksim-Pangaltı-Şişli, Bayezid-Şehzadebaşı, Fatih-Edirnekapı-Galatasaray-Tünel ve Eminönü-Bahçekapı hatları açıldı. 
Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde çalışmaya başlayan atlı tramvaylar daha sonra imparatorluğun büyük şehirlerinde de kurularak önce Selanik daha sonra Şam, Bağdat, İzmir ve Konya’da işletmeye açıldı. 1880 yılında tramvaylarda durak uygulamasına geçildi. Daha önce yolcunun istediği yerde duruyor, bu da hızını yavaşlatıyordu. 1883 yılında Galata, Tepebaşı ve Cadde-i Kebir’e (İstiklal Caddesi'ne tramvay hattı döşendi. 1911 yılında Beşiktaş, 1912 yılında ise Şişli tramvay depoları açıldı. 1912 yılında Balkan Harbi’nin başlaması üzerine İstanbul Tramvay Şirketi’ne ait tüm atlar (430 adet) 30 bin liraya satın alınınca İstanbul bir yıl süreyle tramvaysız kaldı. İki yıl sonra Birinci Dünya Savaşının başlaması üzerine bu sefer de İstanbul’da ulaşım sekiz ay süreyle durdu.
İstanbul’da toplu ulaşımın miladı sayılan, yayaları uyarmak için elindeki borazanıyla (nefir) varda (kenara çekilin) diyerek yayaları uyarmak için atların önünde koşarak giden vardacılarıyla ünlü atlı tramvayların işletmeciliğine 1914 yılında son verildi. Böylece 45 yıl süren atlı tramvay serüveni de son buldu. 1913 yılında Türkiye’nin ilk elektrik fabrikası Silahtarağa’da kurularak 11 Şubat 1914 tarihinde tramvay şebekesine ilk cereyan verilmek suretiyle elektrikli tramvay işletmeciliğine geçildi.  1933 yılında Cumhuriyet’in 10. yıl kutlama törenleri için Atatürk’ün doğdun verdiği emirle, İstanbul’da tramvay ve otobüs filosu (320 tramvay+4 otobüs) eksiksiz olarak sefere verildi. Tramvay İşletmesi 16 Haziran 1939 tarihinde millileştirilerek 3645 sayılı yasa uyarınca İETT İşletmeleri Umumum Müdürlüğü’ne bağlandı. 1955 yılında Anadolu Yakası Üsküdar ve Havalisi Tramvay İşletmesi (Üsküdar - Kadıköy Halk Tramvayları Şirketi) tüm tesisleriyle İETT’ye devredildi. Şehrin her iki yakasında elli yıl süreyle hizmet veren elektrikli tramvaylar, şehrin sürekli artan hızına ayak uyduramadıkları gerekçesiyle 12 Ağustos 1961 tarihinde Avrupa Yakasında, 14 Kasım 1966’da ise Anadolu Yakasında son seferine çıkarak yolcularına hüzünle veda etti. Yerine troleybüsler devreye alındı.
1989 yılında müzede bulunan eski vagonların restore edilmesi suretiyle elektrikli tramvayın sembolik bir hatta nostaljik amaçlı olarak yeniden hizmete girmesi gündeme geldi. Bunun için de en uygun yer olarak yayalaştırma çalışmaları süren İstiklal Caddesi uygun görüldü. Böylece bugünkü nostaljik tramvay Taksim-Tünel hattında işlemeye başladı. Kırmızı-beyaz rengi ve orijinal haliyle kısa sürede benimsenen nostaljik tramvay, sadece İstiklal Caddesi ve Beyoğlu’nun değil İstanbul, hatta Türkiye’nin simgesi haline geldi.
kaynak : iett.gov.tr